28 Ekim 2008 Sali gunu iletisi: Yihuuuuuuuuuuu Bloglar acildi dostlara kavustuk. Aman Allah bir daha ayrilik yasatmasin, meger ne kadar bagliymisiz birbirimize :)Bu kurabiyeler yazdan kaldi aslinda. Oglusumun ve yegenimin dogum gunlerinden. Simdi biraz yogun gunler yasiyorum. Arsivdeki fotolari degerlendirme zamani. Sevgili Isil'cigimin kurabiyelerine her daim bayilmisimdir. Bu kurabiyelerin tadina bayilmayan yok. Eger seker hamurlu kurabiyeler yapacaksam, kurabiyesinin aromasini degistirerek, ana hamurunu aynen kullanip yapiyorum. Bu kez birebir ayni tarif. Ama cidden harika. Cocuklar nasil seviyor boyle renkli seyleri, yemesi degilde, goruntusune hasta oluyorlar :) Sadece cocugunuzla eglenceli vakit gecirmek icin bile deneyebilirsiniz bu kurabiyeleri. Iyi eglenceler ;)
Kurabiye Icin
250 gr. Oda Sicakliginda Kup Kup Dogranmis Margarin
1 Su Bardagi Pudra Sekeri
250 gr. Patates Nisastasi
1 Adet Orta Boy Oda Sicakliginda Yumurta
1 Portakal Kabugu Rendesi
1 Paket Portakal Aromasi
1 Paket Kabartma Tozu
Aldigi Kadar Un
Suslemek Icin
Renkli Seker Hamurlari
Yenilebilen Yazi Kalemi
YAPILISI
Bir kapta margarin, yumurta, portakal kabugu rendesi, aroma ve kabartma tozunu karistirin. Daha sonra pudra sekeri, nisasta ve unu eleyerek ilave edin. Yapismayan bir hamur elde edin. Bir sure buzdolabinda dinlendirdikten sonra merdane ile acarak, kaliplarla sekil verin. Yagli kagit serilmis firin tepsisine dizin ve onceden isitilmis 175 derece firinda 10-15 dakika kadar pisirin. Kurabiyeler soguduktan sonra seker hamurlarini acip, kaliplarla kesin ve hafifce islatarak, kurabiyelerin uzerine yapistirin. Yazi kalemi ile gozlerini yapin. Baskili harflerle uzerlerine isimler basin.
AFIYET OLSUN

Gunlerden Pazar'sa, hava cok guzel, hatta Ekim sonu olmasina ragmen gunes hala isitiyorsa ne yapilir!!!!!!!!!! Piknikkkkkkkkkkkkkkkkk tabiiki :) Gectigimiz Pazar aynende oyle bir gundu. Mudurumuz sagolsun, her zamanki organizasyonlarindan birini yapmis ve piknik varrrrrrrrrrrrr. Herkes ailecek istirak ediyor. Tam bir curcuna, kalabalik, panayir gibi bir gun. Gurbette bu pikniklerde olmasa ne yapardik bilmem :) Cocuklar bayram havasinda kosturup duruyorlar okulun bahcesinde. Simdi fotograflara bakip ya bu nasil piknik demeyin :) Piknik denildiginde nedense aklimiza hep yesil alanlar geliyor ama bizim piknige bakis acimiz degisti burda. Illaki yerlere oturmak gerekmiyor :) Ne yalan soyliyeyyim benim gibi yere oturmaktan hoslanmayanlar icin ideal bir piknik tarzi bu :) Tabii benim birde bocek fobim var, piknik yerine daha gelir gelmez kasinti baslar bende. Ot, cop, bocek aman bu deydi, surasi pislendi derken piknik olur bir iskence :) Benim gibi hissedenler icin bu piknik daha ideal :) Her zaman temiz bir tuvalet vardir, ellerini yikayabilirsin, yerde oturup rahatsiz olmazsin ve yesil alandaki kadar bocek mocek yoktur bole yerlerde :) Efenim okulumuzun geleneksel pikniklerinde biriydi bu. Ben sosyete piknigi diyorum bu pikniklere. Baksaniza, grand tuvalet servis yapan hanimlar, birbirinden usta ascilar. Restorandaymis gibi, acik havada hazirlanmis, masa ortulu, catalli, kasikli, bicakli, kadehli sofralar. Efendime soyliyeyim tatlisina, meyvesine varana kadar hazirlanmis yiyecekler ve mangalda balik ve kofte. Icecekler cesit cesit, Allah berebet versin. Mangallar kurulmus, sagolsun Turk asci abilerimiz dokturmusler hunerlerini. Bizlere ise arabalarimiza atlayip, mekana gelmek ve hazirlanmis guzellikleri yemek dusuyor. Yemegin ardindan gelen caylarla hanimlar cene yaparken, beylerde voleybolda yediklerini eritiyorlar. Cocuklar cilginca kosouyor kocaman okul bahcesinde. Eh bundan mutlu Pazar olur mu. Her Pazar gunu boyle gecsin ne diyelim (mudur abimize duyurulur :D)...



.jpg)