8 Kasım 2011

Ben Geliyorum Anne

Vakit tamam artik hersey hazir. Odayi susledik, serum takildi tip tip akiyor. Bekledikce zaman gecmiyor. Doktorum gecikti, cabuk gel doktorcum sabirsizlaniyoruz oglumla. Herkesin yuregi agzinda sabirsizlikla bekliyoruz Mehmet Giray'i. Ve sonunda saat 19.00 da geldi doktorumuz. Acil bir dis gebelik ameliyati cikmis o yuzden gecikmis. 'Haydi Nihancigim gidiyoruz' dedi. Bi yumruk tikadi bogazimi sanki nefes alamiyorum, kalbim bilmem kac bin atiyor ama belli etmiyorum, oysaki ilk dogumuma giderken hungur hungur agliyordum. Simdi aglamiyorum aksine dimdik guclu gorunuyorum, gulumsuyorum, espiriler yapiyorum. Neden mi? Cunku beni iyi gormek icin gozlerimin icine bakan dunya guzeli bir oglum daha var 8 yasinda ve herseyin farkinda. Annesinin karninin kesileceginide, kan akacaginida biliyor, herseyi biliyor ve korkuyor annesi icin, gozleri dolu dolu, heran aglayabilir gozlerle bakiyor annesinin gozlerinin ta en derinine. Ama annesi guclu, hic korkmuyor, "bir saat sonra gelecegim oglum, kardesini once gonderecegim ona iyi bak ben gelene kadar"... ama anneanne tutamiyor gozyaslarini. Anne yuregi iste dayanamiyor daha fazla. Ve ameliyat sedyesi geldi, simdi gitme vakti. Herseye ragmen guclu gorunmeye calissamda icimde bin tane soru ve korkular ' ya bir sey olursa ' .... "oglum once Allah'a sonra sana emanet askim" ve anne el sallayarak ameliyathaneye girer. Buz gibi bir oda, heryer bembeyaz, doktorumu ariyor gozlerim. Kalabalik bir insan ordusu, herkes telasli gibi cabuk cabuk hareket ediyor. Agzima oksijen maskesi takildi. Sonda taktilar, canim cok yandi. Serum devam ediyor, tansiyon aleti takildi. Kollarim bacaklarim sabitlendi ameliyat masasina. Epidural istiyorum ama anestezi uzmanimiz bakacagiz demisti, simdi karar zamani. Ameliyat masasina aldilar beni. Cok kilo var, elleriyle omuriligi kontrol ediyor anestezi uzmani, o kadar bastiriyorki canim cok aciyor, dayanamiyorum o bastirdikca. Emin olamiyorum diyor anestezici  "sen bilirsin istersen deneyelim ama cok kilolu karin bolgen ve belki bosuna girmis olacagiz, yapamazken narkoz vermek zorundayim" diyor karari bana birakiyor, bense ona. Hangisi daha uygunsa benim icin onu yapin diyorum aslinda yuregim pir pir hic istemiyorum narkoz almak. Ilk dogumum epiduraldi, o da ani bir dogum oldugundan yuregim agzinda korkularimla basbasa bir dogumdu, guzel gecmisti ancak cok korkmustum. Bayilmaktan korkuyordum, gecen yil daha yeni safra kesesi ameliyati olmustum, damar yolundan vermislerdi anesteziyi ve yavas yavas bayilmistim, herseyi duyuyordum ama konusamiyordum, gozlerimi acamiyordum, sakin baslamayin ben bayilmadim diyecegim diyemiyorum, yine oyle olur diye korkmustum aslinda. Ve doktorum geldi " nasilsin kizim" dedi. Tanidik biri olmasi, aile dostumuz olmasi ayri bir guven veriyordu insana. "Iyiyim Faik amca" dedim. "Korkuyorum".... "Korkma kizim, birazdan hersey bitecek, oglunu alacaksin kucagina" dedi. "Peki" dedim. "Anestezi ne yapalim?" dedim. "Genel olsun, hic birsey duymadan bitsin gitsin" dedi. "Tamam"dedim. Teslimiyetten baska ne gelirdiki elimden. Anestezi uzmani "basliyormuyuz hocam" dedi. "Nihancim basliyoruz, hic korkma" dedi doktorum. Ben damaryolundan igne olacak zannederken, meger agizdan vermisler anesteziyi ve ben basliyoruzdan sonrasini hatirlamiyorum, kut diye gittim ve bu en guzeliydi. :) Hic birsey anlamadan uyudum gitti. Ayilirken abuk sabuk karma karisik sesler duymaya basladim, gozlerimi acamiyordum. Kolum kalkmiyordu ve dikis yerimde degilde, karnimin icinde inanilmaz bir aci vardi. "Aciyo, aciyo" diye diye ayildim. Yavas yavas sesler netlesmeye basladi, annem agliyordu sanki, kimileri guluyordu. Oglumun sesini duyordum, "anne" diyordu bana, "oglummmmmm" demek istiyordum ama hic halim yoktu. Guclu olmak, onu uzmek istemiyordum ama guclu olacak halim yoktu. Yine oglumu dusunmeye basladim acaba beni boyle gordugu icin uzuluyormuydu diye huzunlendim, agrim coktu. Hala gozlerimi acamiyordum, isik gozlerimi aliyordu ama isigi kapatin diyemiyordum. Sesler yavas yavas netlesmeye basladi hala gozlerimi tam olarak acamiyordum, bebegimi getirip, gogsume yatirdilar, hayal meyal gordum onu, kucucuk dudaklariyla gogsume yapismis emmeye calisiyordu, nasil ogrenmisti bunu, nasil biliyordu emmeyi, herseyi ogrenip gelmisti adeta. Onunda gozleri benimkiler gibi kapaliydi, acamiyordu. O da benim gibi yorgundu. Agri kesici yaptilar, agrim devam ediyordu ama sesler artik cok netti. Herkesin nesesi yerindeydi belliki. Esim " 3.su kiz " diyordu. O an ordan kalkip, bogazina sarilmak ve 'sen nediyorsun ne ucuncusu' diye bogazina sarilmak geldi icimden tabii yapamadim. Sonra yavas yavas acildi gozlerim. Sesim acilmaya basladi, bogazima yerlestirdikleri nefes almak icin olan borudan dolayi bogazim tahris olmustu, catalli catalli konusuyordum ama sunu soyliyebildim "3.filan yok, istiyorsan sen dogur". :) Erkekler bu isi kolay saniyorlar zannimca. :) Aslina bakilirsa ilk dogumuma gore bayilmis olmama ragmen daha gucluydum. Dedim ya bir oglum daha vardi ve ben guclu olmak zorundaydim. Dogum aksam saatlerinde olmasini ben istemistim. Biran once sabah olsun ve evimize donelim istiyordum. Herkes yanimizdaydi ve gec saatte eve gittiler. Annem yanimdaydi ve ben cok gucluydum. Aklim buyuk oglumdaydi, onunla bu ikinci ayrilisimizdi. Ilki gecen yilki safra ameliyatimdi ve bu da kardesi icin oldu. Telefonda iyi olduklarini duydukca merakim azaldi. Kucuk oglus artik bizimleydi, iyiydi. Arada bir agliyordu, hala gozlerini acamiyordu, emiyordu ve uyuyordu. Henuz sut gelmiyordu ama o emiyordu ve uyuyordu. Cok cabuk kalktim gece ayaga, ilk dogumda bu kadar cesur degildim. Simdi ne yasiyacagimi bildigimden daha direncliydim. Altinida ben degistirdim oglumun. Yuruyuslerimi yaptim. Sabaha kadar rahat bir gece gecirdik ve sabah ikimizinde kontrolleri yapildi, hersey yolundaydi ve bizi oglene dogru evimize gonderdiler. Ve bu guzel kavusmada herseyiyle guzelliklerle dolu bir sekilde sona erdi. Hastanenin ilk bebegi Mehmet Giray oldu. Hastaneye dogum pastasi ve bebek kurabiyeleri ikram ettik. Herkesin sevgilisi oldu oglusum. Hayatlari boyunca ikisininde hep guzellikler olsun insallah yasamlarinda. Bir kez daha hayata meydan okumanin hatirasidir bu. Nice guzel anilara...

1 Kasım 2011

En Guzel Hediye


Bir anne icin hayatinda aldigi en guzel hediyedir evlatlari. Benim icinde oyle. Buyuk oglum Ahmet Eren simdi 8 yasini  4 ay gecti. Ona sorsaniz 9 yasindayim ben diyor :) buyumek icin ne kadarda aceleci. Oysa benim gozumde hep kucuk oglum o benim. Ona hamile kaldigimdaki heyecan dun gibi aklimda. Cahilligimdi o hamileligim. Birsey bilmeden ama surekli okuyarak, arastirarak gecmisti hamileligim. Zamanim coktu, evdeydim. Butun isim okumakti. Okumak ve neler oldugunu anlamak. Ve iste yine hamileydim. Hic beklenmedik bir anda, hatta artik hic umud etmedigim bir anda ikinci bir mucizeydi bu. Yaradan'dan gelen muhtesem bir hediye. Bu sefer cahil degildim. Artik tecrubeli bir anne adayiydim. Ama bu seferde okulum vardi. Hergun okula gitmek zorundaydim. Sinavlar, stres, hayat karmasasi icinde buyuyecekti kuzum. Hergun birlikte okula gidip gelecektik. Henuz 9 haftalikken cok korkuttu bizi. Onceki hamileligimde boyle birsey yasamadigimdan cok korktum ama doktor muayenesinde hersey yolundaydi. Bizi terk edip gitmesin diye cok dua ettim, cok agladim. Hatta suan bile yazarken agliyorum, o gece gercekten cok zor ve uzun bir geceydi ama o karanlik gecenin sabahi sukurki aydinlik oldu. Minik fasulyemiz oradaydi, iyiydi. O anki sevincimi anlatamam. Gunler hizla geciyordu. Aylik kontroller birbirini kovaliyor, minik fasulye buyuyor buyuyordu. Santim santim buyudugune sahit oluyorduk, gumbur gumbur atiyordu kalbi. Abisi kalp atislarini duydugunda cok sasirmisti. Hepimiz onu bekliyorduk heyecanla. Abisi onunda kendi gibi bir erkek bebek olmasini istiyordu. Doktor ise kiz gibi gorunuyor demisti. Ama benimde icimdeki ses bir erkek daha geliyor diyordu. En cok Ahmet Eren icin istiyordum bunu belkide. Iki delikanli kardes olacaklardi ileride. Ve 5. ayda ogrendik ki bir oglumuz daha olacak. Hepimiz buna cok cok cokkkk sevindik. Hele Ahmet Eren o kadar cok sevindi ki. Buyudugunde onunla oynayacakti, hayalleri vardi. Insallah gercek olacak hayalleri biraz daha sabir :) Karnim buyudukce abimiz daha cok anlamaya basladi olanlari, kardesi tekmeler atiyor, karnim bir o yana bir bu yana kivriliyordu. Ahmet Eren buna bayiliyordu. Kardesiyle konusuyor, onu cok seviyor, surekli opuyordu. Ve bir gun korktugum ama hic dile getirmedigim konuyu acti Ahmet Eren "anne ben belki kardesimi kiskairim!!!". Iste beklenen konuydu bu. Oturduk baba, anne ve ogul olarak konustuk. Kiskanacak bir sey yoktu. O kardes istemisti ve Allah'ta onun bu istegini ona hediye olarak gondermisti. Ikisi kardes olacakti ve bu cok keyifli birseydi. Teoride anlamis gibi gorunsede, pratikte ne olacagi hep bir muamma olmustu doguma kadar. 8. ayima kadar okula gittim. Derslerimi verdim, sinavlarimi gectim. Kucuk oglusum hic uzmedi beni. Ama son aylarda ne zaman derse girip siraya otursam surekli tekmeliyordu ve ben surekli kalkip oturmak zorunda kaliyordum :) Sinavlarda hocalar bile soruyordu oglusumu "aman sinavda dogmasin" diye espiri yapiyorlardi :)) Oglusum hic uzmedi beni. Sinavlar bitti, okul bitti, Turkiye'ye gittik, babamiz sonra geldi ama oglusum hep bekledi, erkenden geliyim demedi :)) Cok akilli canim benim ogluslarim ;) Hafif sabah bulantilari disinda hic bir sikintim olmadi, sadece karnim buyudu o kadar. Ilkindeki gibi cok rahat bir hamilelik gecirdim. Dogum icin gun kararlastirdigimizda heyecan doruktaydi. Korkuyordum aslinda, biliyordum yasayacaklarimi ve ilk dogumda epidural sezeryan istemistim, spinal yapilmis heralde cunku ameliyat sonrasi epidural takili degildi ve inanilmaz bir agri yasadim. Sonrasi ise kabustu cunku bu spinal anestezi bas agrisi birakirmis geride yillarca migren yasadim. Yeniden hamile kalinca ise tamamen gecti gitti migren cok sukur. Ve doktorumunda tavsiyesiyle bu kez genel anestezi olacakti. Genel anesteziden korkuyordum. Bayilmak istemiyordum ama herseyi o ana birakip, beklemek en guzeliydi. Tum alisverisler yapildi. Kiyafetler utulendi, hastane cantasi hazirlandi. Kameralar, fotograf makinalari, hersey, herkes hazirdi. 21 Temmuz 2011 gunu oglenden sonra hastaneye yatisimiz yapildi. Odayi susledik, misafirler icin pasta ve kurabiye ikramlarimizi yerlestirdik. Hersey hazirdi ve sirada dogum hikayemiz var...bir dahaki postta :) bekleyin bizi ;)

Hayata Ikinci Kez Meydan Okumak!



Hayata ikinci kez meydan okumak!
Bebek kokusunu bilirmisiniz? Anne olmasanizda
yegeninizi, kardesinizi, komsunuzun cocugunu ilk dogdugu gunlerde kucaginiza
aldiysaniz bilirsiniz, mis gibi kokar onlar. Cennetten gelen en guzel kokudur
onlar. Hele birde anne olduysaniz ve o sizin meleginizse, iste o kokunun tarifi
imkansizdir. Yaklasik olarak hamileligin ilk dort ayinda onlardan bi haber
yasariz. Ama o ilk pit pitlar basladiginda duygularimizin yogunlugu,
mutlulugumuz anlatilmaz olur. Ilk anne adayi oldugumda henuz 25
yasimdaydim. Cok genctim, ya da simdi
bana o zamanlar cok gencmisim gibi geliyor. Ve hatirliyorumda ilk ogrendigim an
ciglik cigliga bagirmistim. O an cok baska bir an. Allah isteyen herkese bu
guzelligi tattirsin dilerim. Sismanliktan hic hoslanmayiz ama hamilelik
surecinde buyuyen karnimiz cok mutlu eder bizi. Onun ilk kipirdanmalari
mutlulugumuza mutluluk katar. Her ay, kontrolleri sabirsizlikla bekleriz.
Annelik baska bir duygudur. Onun o ultrason goruntusunu bile buzdolabina
asariz, ultrasondaki goruntusune bakar konusur hatta aglariz. Anneyiz iste,
daha o ana rahmine duser dusmez baslar bizim analik seruvenimiz. Hamilelik
surecini guzel bir sekilde atlattiysaniz, sirada dogum var. Korkmayan varmidir
bilmiyorum o andan. Hatirliyorumda ilk dogumumda ‘orda kalsin, ben vazgectim,
dogurmayacagim’ demistim. Aslinda birazda onunla aramizdaki o essiz bagin
kopmasi korkutmustu beni. Gercektende dogumdan sonra, o herkesin gozbebegi
oluvermisti. Kiskanmismiydim acaba bilemiyorum. Ama icimdeyken sadece benimdi,
simdi herkesin sevgilisi olmustu. Paylasmak zor is gercekten. Sanirim
kayinvalide olma duygularida tohumlarini o gunlerde atiyor icimize. Kiz annesi
yada erkek annesi hic farketmiyor. Evlat sizin ve paylasmak zor is. Sonra gun
gun onun buyumesine tanidik oluyorsunuz. Bir an bile yanindan ayrilmadan,
nefesi nefesinizde yasiyorsunuz. Yari kirki, kirki derken, herkes kendi
hayatina donuyor ve siz kucuk bir cekirdek aile olarak hayatta kendi basiniza
yuruyorsunuz. Ilk agusu, ilk anne- baba deyisi, ilk disi, ilk saci, ilk
tirnagi, gobek bagi ne varsa saklamistim ben. Hala bir kutunun icinde duruyor.
Bilmem buyudugunde merak edermi ama yinede ona vermek icin sakliyorum. 4-5 sene
nefes nefese bir yasamin ardindan, okul hayati basliyor. Ben oglumdan ilk
ayrildigim kres gunu cok aglamistim. Sanki benden zorla kopartmislar gibi
gelmisti bana. Zamanla alistik bu duruma ama bizim icin cokta kolay olmadi.
Cocugun ilk yillarinda, yeniden anne olmak icin daha bir cesur oluyor insan.
Aradan yillar gecince, o cesaretin yerini rahatlik ve korkular aliyor sanki. Ya
yapamazsam, ya zorlanirsam vs.. bir suru soru sizleri frenliyor. Sonra bir gun
hic ummadiginiz bir anda, ummadik bir haber aliyorsunuz “Hamilesiniz”…
kelimelerin sustugu, gozyaslarina boguldugum o an. 4 yil once universiteye
basladim. Yarim birakmistim o zamanlarda, genctim, cahillik etmisim. Yeniden,
keske okusaydim dememek icin 30 yasimda tum zorluklari goze alip, Ingilizce
egitim veren bir universitede Ingilizce hazirliga basladim. Oglum anaokulunda,
ben okulda. Herseye yeniden baslamak cok zor oldu. Sabir ve sebat gerekiyordu.
Yillar zorluklarlada olsa cabucak gecti. Oglum 2. Sinifa, ben ise 3. Sinifa
gecmistim. Sinav zamaniydi, cok stress vardi uzerimde. Derslerimi vermek,
okulumu zamaninda bitirmek istiyordum. Hazirlikla birlikte 5 senelik bir
maceraydi bu ve ben yarisindan cogunu bitirmistim. Sinavlar, stress derken
gunler hizla geciyordu. Bir suphe ile verdigim kan sonucu pozitif cikinca. Hic beklemedigim
icin, tahlillerde bir hata olabilecegini dusundum. Oyle ya belkide sonuclar
karismisti ama yok karismamis. Ultrasonda minik bir nokta bana goz kirpiyor.
Doktor “tebrikler HAMILESINIZ” dedi. Ve iste 7 yil aradan sonra, hayata ikinci
kere meydan okuyus hikayemiz boyle basladi…bekleyin…

31 Ekim 2011

HAYATTA GUZEL SEYLERDE OLUYOR


Hayatta cok guzel seylerde oluyor tabii insan bazen yazmaya firsat bulamiyor :) Cok uzun zaman oldu yazmayali anlatmayali am oyle yogun oyle yogunki gecen gunler nefes almaya vakit yok. Bugun blogumu ne cok ozledigimi farkettim bir an yazmak geldi icimden ve yaziyorum... Yazin bir iki kutlama icin yazmistim bir seyler aslinda saklamadigim ama buraya yazmayi o an icin de olsa istemedigim (nazar deger filan diye sanirim :) ) bir sey vardi :) HAYATA IKINCI KEZ MEYDAN OKUMAK... yakin dostlarim biliyorlardi an an yanimdalardi sagolsunlar evet ikinci kez hamileydim. Yakisikli ogluma bir kardes geliyordu. 8 yil aradan sonra ilk hamilelik gibi gelmisti bu durum bana. Okulum devam ediyordu 3. siniftaydim, oglum 2. sinifa gecmisti. Sorumlulugum coktu ama hamileligim cok guzel gecti Maasallah ve 8. ayima kadar gittim okuluma sinavlarimi verdim ve 3.sinifida alnimin akiyla bitirip, 4. sinifa gectim sonrada ucaga binip dogruca Turkiye'ye uctuk. Oglusumun gonlune gore verdi Allah bir erkek kardes istiyordu ve geliyordu kardesi. Bu arada yukaridaki fotograf esimin master mezuniyeti burada 7,5 aylik hamileydim dolu dolu. Darisi basima diye diye verdik pozumuzu :) Ikinci kuzu rahatti hic uzmedi annesini rahat bir hamilelik gecirdik onca kosturmacaya ragmen maasallah gik demedi ben gitti geldi hergun okula onca derse girdi, onca kilometre yol yapti benle, sinav streslerimi paylasti cok sukur hic uzmedende dogdu geldi kucagimiza :) O da bir sonra ki postta :))

8 Temmuz 2011

Bir Yastikta 10 Yil

Hayat hizla akip giderken avuclarimizin arasindan, bu 10 yil ne zaman gecti anlamak gercektende cok zor. Neler neler sigmis icine bu 10 senenin, dusunup biraz maziye bakinca anliyor insan. En guzeli ise dunyalar guzeli 8 yasindaki oglumuz ve Allah'in bize verdigi 10. yil hediyesi kucuk surprizimiz. Sanirim onlarda 10 yilimizi taclandiran en guzel armaganlar olsa gerek. Cok seyler var aslinda soylemek isteyipte bogazima dugumlenen, bir turlu dile gelmeyen, sozcuk haline gelemeyen, ucusan kelimeler. Bazen yasanan guzellikleri anlatmaya yetmiyor kelimeler. Gullerle bezenmis, her bir yili ifade eden bu guzel cicekler bugunun en guzel merhabasiydi bana. Yanimda yoksun suan ama seni yanimda hissettirdi bana. Diliyorumki canim hayat boyu hep birbirimizi tamamlayip, hep mutluluklar ciksin karsimiza. Nice mutlu 10 yillarimiz olsun cocuklarimizla...


26 Haziran 2011

Iyi ki Dogdun Ahmet Eren'im

Gunlerden bir gun, aksamlardan bir aksamdi seni kollarima verdiklerinde. Yumuk yumuk gozlerinle, sen de ben de saskindik aslinda. Ne sen anne demeyi biliyordun, ne ben anne olmayi. Herseyi seninle, birlikte ogrendik biz. Ilk adimlarimizi birlikte attik, hatalar yaptik birlikte onardik. Birbirimizi hep kosulsuz sevdik. En guzel gunlerimiz, hergunumuz oldu cunku sen hep, her gunumuzu aydinlatan bir gunes oldun. Hala onca yilin gecipte, senin 8 yasini bitirdigine inanamiyor gozlerimiz. Sen gozlerimizin onunde yavas yavas buyurken, onca yili nasil yasadik hala anlayamiyor yuregimiz. 9. yasina girerken diliyorum ki senin istedigin gibi birer anne baba olmayi basarabilmisizdir insallah. Sen her zaman bizim en kiymetlimiz oldun her zamanda oyle olacaksin. Bu yil sana ozel bir dogum gunu hediyesi hazirliyor Yaradan. Dilerim sende onu cok seveceksin. Canim oglum, guzeller guzeli oglum, sen her zaman anne ve babani cok sevdin, bunu her daim hissettirdin. Umarim senin sevgine layik anne ve baba olabiliyoruzdur. Seni cokkkk ama cok seviyoruz. Hic bir kosul aramadan, hicbir sey beklemeden seviyoruz seni ve daima cok sevecegiz.. sen bizim herseyimizsin canim oglum, iyi ki dogdun, iyi ki verdi seni bize Yaradan ve sen iyiki bizi sectin anne baba olarak, iyi ki oglumuz oldun. Saglikla, mutlulukla, huzurla, basariyla, uzun bir omur sur yavrum. Nice guzel dogum gunlerini gulerek karsilayalim hepbirlikte, hepbirlikte nice yeni yaslarini mutlulukla karsilayalim insallah. Sen hep o kucuk mutlu cocuk ol, biz seni hep mutlu gorelim insallah. Iyi ki dogdun kucuk bebegim, iyi ki vermis Yaradan seni bize...

12 Ekim 2010

UN HELVASI

Cocuklugumdan beri cok sevdigim birsey bu un helvasi. Annemde pek guzel yapar ama annem yokki yanimda, is basa dustu ama hatirlayamadim tarifi. Annemede ulasamayinca, annem yaparken neler koyardi diye soyle bir gecmise gidiverdim :) goz karari koydum malzemeleri, e baya guzel oldu bunlar ya :))) ev ahaliside begendigine gore cidden guzel oldu :)))


MALZEMELER
1/2 paket tereyagi
2 dolu su bardagi elenmis un
1,5 su bardagindan biraz fazla su
1,5-2 su bardagi seker
1 su bardagi kadar kavrulmus fistik ve ceviz karisimi (ince kiyilmis)
YAPILISI
Derin bir tencerenin icinde tereyagini eritin. Elenmis unu yavas yavas erimis tereyagina ekleyin ve surekli, tahta kasikla karistirarak kavurun. Unun rengi koyulasana kadar surekli karistirin. Un iyice kavruldugunda rengi ve kokusu degisir. Ayri bir tencerede su ve sekeri kaynatin. Kaynayan serbeti, kavrulmus unun icine yavas yavas dokun ve ayni anda surekli karistirin. Daha sonra hafif kavrulmus fistigi ve cevizleri rondoda ince kiyin ve icine ekleyip, iyice karistirin. Daha sonra ocagi kapatin ve 5 dakika kadar dinlendirin. Un helvasini istediginiz sekil kalipla veya kasikla sekil vererek, servis tabagina alin, uzerinide kiyilmis cevizle susleyerek servis yapin.
AFIYET OLSUN

6 Ekim 2010

ŞEFTALİLİ BİSKÜVİLİ PARFE


Artık havalar soğudu ama bu sezonun son parfesinide geçen hafta yaptım ve afiyetle yedik. Şeftali bence çok yakışıyor parfeye. O yüzden herkes kesinlikle şeftalili parfe denesin derim. Parfenin üzeri çok boş gelince, bende su bardağı kapağını koydum üzerine :) Şirin bir görüntü oldu ama değil mi :)))


MALZEMELER
5 adet küp küp doğranmış şeftali
2 paket krem şanti
1 su bardağı süt
1 paket süt kreması
1/2 su bardağı pudra şekeri
İri kıyılmış ceviz ve fındık
1 paket piknik bisküvi (küçük küçük parçalanmış)

YAPILIŞI
Süt ve krem şantiyi iyice çırpın ve diğer malzemeleride ekleyp iyice karıştırdıktan sonra, kalıba dökün ve bir gün boyunca dondurucuda dinlendirdikten sonra servis yapın.

AFIYET OLSUN

TAVUKLU PARAMPARÇA BÖREK

Bu yaz yengemde yemiştim bu börekten, çok beğenmiştim. Gerçektende harika bir lezzeti vardı, bende Türkiye'den gelirken yufka getirmiştim, sırf bu böreği yapmak için ve sonunda yaptım. Hem çok doyurucu, hemde çok bereketli bir börek. Herkese tavsiye olunur...


MALZEMELER
3 yufka
1 tane tavuk göğsü
3 yumurta
1 demet ince kıyılmış dereotu
1/2 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
Kaşar peyniri rendesi
Karabiber
Tuz

YAPILIŞI
Yufkaları küçük küçük parçalayın. Tavuk göğsünü iyice haşlayıp, küçük küçük tiftikleyin ve kaşar peyniri rendesi hariç, bütün malzemeleri derin bir kabın içinde harmanladıktan sonra, yağlanmış borcama harcı dökün, üzerine kaşar peyniri rendesi serpiştirin ve 180 derece fırında, üzeri kızarana kadar pişirin. Sıcak olarak servis yapın.

AFIYET OLSUN

19 Eylül 2010

KOZLENMIS PATLICAN SALATASI






PEKMEZLI CEVIZLI HAVUCLU TARCINLI KEK


Inanilmaz guzel bir kek oldu sadece tavsiye ediyorum baska bir sey demiyorum. Iki seker Ozlemimede sonsuz tesekkurler ediyorum, hem tarif hemde tavsiyeleri icin, kesinlikle hayatimizda bir kez olsun yapmaliyiz bu keki ne guzel bisi ya :)

MALZEMELER
3 yumurta
1,5 su bardagi seker
1 su bardagi sut
1 su bardagindan az sivi yag
3 su bardagi un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
1 kucuk havuc
1 tatli kasigi tarcin
2 yemek kasigi pekmez
Arzu ettiginiz miktar ceviz isterseniz birazda findik (iri kiyilmis)
Pudra sekeri (suslemek icin)

YAPILISI
Seker ve yumurtalari, seker eriyene kadar guzelce cirptiktan sonra diger butun malzemeleri icine ekleyip, surekli karistirin. Pekmezide harca guzelce yedirin, yoksa piserken altta yada ustte kalirsa yanabilir. Harci kek kalibina koyun, ben silikon kalip kullandigim icin yaglamadim ama normal kaliplari yaglamayi unutmayin. Onceden 180 derecede isitilmis firinda 40 dakika kadar pisirdikten sonra, bir bicak yardimiyla kontrol edin. Kekin tam olarak pistigini gordukten sonra firindan cikartip, 10-15 dakika kadar o sekilde dinlendirin ve daha sonra ters cevirerek kekisinizi kaliptan cikartarak, pudra sekeri ile susleyip, servis yapin.

AFIYET OLSUN



14 Eylül 2010

HAVUC TOPLARI

Evlendiğimde öğrenmiştim bu hafif ve kolay topları. Yıllar olmuş yapmamıştım, dün aniden misafir gelince hemen aklıma geldi, yaptım. Çok kolay olduğu için, ani misafirlere yapılabilecek güzel bir alternatif.

MALZEMELER
200 gr. biskuvi
50 gr. erimiş tereyağı
300 gr. rendelenmiş havuç
1/2 su bardağı iri dövülmüş ceviz
1/2 su bardağı iri dövülmüş fındık
1 su bardağı şeker
1 su bardağı su

YAPILIŞI
Rendelenmiş havuç, şeker ve suyu bir tencereye alın ve havuçlar iyice yumuşayana kadar pişirin. Ayrı bir kabın içine bisküvileri parçalayın ve pişen havuçlu karışımı, erimiş tereyağını, ceviz ve fındığı ilave edip, güzelce yoğurup, şekil verin. Buzdolabında soğuttuktan sonra servis yapın.

AFİYET OLSUN

8 Eylül 2010

Cilekli Parfe ve Bayram

Hayallerimiz cok genis, insan hayal ettigi herseyi, damak tadina uydugu surece gercege donusturebilir. Parfede oyle bir sey olsa gerek, zira krem santiyi alip, kasik kasik yemek ne damak tadima ne de mideme uygun dusmuyor. Yillar once, o zamanlar blogum yoktu, nerden buldugumu hatirlayamadigim bir parfe yapmistim ve hala da hatirlayamadigim icin onu bir daha yapamadim. Ancak arastirmalarim sonucunda da hayal ettigim tarifi bulamadim. Bende dusundum, icinde olmasini istedigim herseyi icine doldurdum. Dondurmadan, cevize, findiktan, cilege kadar, sut kremasina kadar ne varsa kafamda hepsini doldurdum icine :) Hele yazdan dondurulmus mis gibi cileklerin kokusuyla ve o cileklerin biraktigi cilek kokulu cilek suyuyla harika bir sey oldu. Bir ramazan daha bitiyor ve bayram geldi bile. Herkese cilek kokusu kadar guzel, en tatli sekerlerdende tatli bir bayram diliyorum...


MALZEMELER
1 su bardagi sut
2 paket krem santi
1 paket sut kremasi
1/2 su bardagi iri dovulmus ceviz
!/2 su bardagi iri dovulmus findik
1 su bardagi iri dogranmis cilek
2 dolu yemek kasigi visneli dondurma
4 yemek kasigi pudra sekeri
YAPILISI
Sut ve krem santileri oncelikle iyice cirpin ve butun malzemeleri krem santiye ekleyip, guzelce karistirin. Birbiri ile iyice karismis olan harci kaliba dokun ve bir gece dondurucuda beklettikten sonra servis yapin. Servis yaparken kalan cileklerden ve cilegin kendi suyundan faydalanabilirsiniz.
AFIYET OLSUN

7 Eylül 2010

Patlıcan Musakka ve Cacık

Bayrama iki gun kaldi, 11 ayin sultani bu senede geldi ve gidiyor. Ramazanda sofralarimiz bir baska senlendi. Son iki gun kala, benim icin ozel bir yeri olan bu yemegi yapmak istedim. Patlican musakka, evlendigimizde esime ilk yaptigim yemek, bu yuzdende benim icin ozel bir yeri var. Bu yemegi telefonla halami arayip, tarifini alarak yapmistim. Hey gidi gunler, zaman ne cabuk geciyor. 10. yili dolduruyoruz bu yil ve bu 10 yila ne tarifler sigdi aslinda. Bir coğunu belkide sadece bir kez yapabildim, yeni yeni tarifler denemekten, denenmisleri yenilemeye firsat olmadi hic. Ama patlican musakka senede bir kezde olsa yaptigim bir yemek ve bu yemeginde sitemde yer almasini istedim, dedim ya anisi var bu yemegin. Patlican musakkanin malzemeleri yagda kizartilarak yapildigindan sene icinde cokca tuketilen bir yemek degil bizde. Oldukca yagli oldugundan bende cok tercih etmiyorum, ancak hasret gidermek icin senede bir, bir tabaktan birsey olmaz. Yinede ben diyetime uyarak sadece 4 yemek kasigi ve yagini suzerek yedim. Aman diyete dikkat edelim. Bu tarz yemekler safra kesesi, kolestrol, karaciger hastaliklari olanlara pek yaramaz, bunun icinde simdiden uyarmis olayim. Ve yine bu yemegin yanina, nedense yemeklerimizin yaninda vazgecemedigimiz pilav. Az yag kullanarak yapilmis bu pilavim, zeytin yagi ile pisti. Ve yine bu yemegin yaninda baska birsey dusunemedigimden, her daim yaninda hazir bulundurdugum cacik. Cacik, ozellikle yaz aylarinda, icimizi serinleten, sofradan eksik etmedigim bir lezzet. Icinde kurutulmus nane ve dereotu yapraklariyla, mis kokan zeytin yagiyla buz gibi bir serinlik. Bu kadar tanitim ve reklamdan sonra gecelim tariflere...

PATLICAN MUSAKKA MALZEMELERI
6 adet yesil biber
4 adet domates
1 adet kuru sogan
4 adet patates
4 adet patlican
400 gr kiyma
Sivi yag
Karabiber
Tuz
Salca
Kuru veya taze maydanoz (suslemek icin)
YAPILISI
Patlicanlari alacali soyup, kup kup dograyin ve tuzlu suda biraz bekletin. Bu arada yemeklik dogranmis soganlari, biraz sivi yagda oldurun icine domatesleri rendeleyip, kiyamayi ilave ederek pisirin. Kiymali sos suyunu cektiginde, tuzunu ve karabiberini ayarlayin ve ocaktan alin. Patlicanlari sudan alip, suyunu suzun. Patlicanlar bir bezin uzerinde kururken, kup kup dogranmis patatesleri kizartin ve bir kaba alin. Daha sonra biberleri iri iri dograyin ve kizartip, onlarida ayri bir kaba alin. Kuruyan patlicanlarida kizartip, pecete serilmis bir kaba koyun. Bu yemegi ister tencerede, ister firinda yapabilirsiniz. Pisirme kabinin icerisine bir sira patates, bir sira biber, bir sira patlican koyup, uzerinede kiymali sosu dokun. Ayri bir kabin icerinde salcali tuzlu su hazirlayip, yavasca kabin kenarlarindan gezdirin. Tahmini olarak 15-20 dakikalik bir pisirmenin ardindan, yemeginiz hazirdir. Yemek 15-20 dakika dinlendikten sonra servis yapin. Servis yaparken kuru veya taze maydanoz yapraklari kullanabilirsiniz.


CACIK MALZEMELERI
1 adet salatalik
1-2 dis sarimsak
1/2 kg yogurt
Zeytin yagi
Kuru veya taze dereotu
Kuru nane
Tuz
YAPILISI
Salataligi guzelce yikayin ve kabugunu soymadan derince bir kabin icerisine rendeleyin. Tuzla birlikte sarimsagi dovun ve yogurda karistirin. Naneyide ekleyip, salataliga ilave edin ve iyice karistirin. Cacigi servis yapacaginiz kaselere aldiginizda, zeytin yagi ve dereotu ile susleyerek servis yapin.
AFIYET OLSUN

4 Eylül 2010

IRMIK TATLISI ve KADIR GECESI

Irmik tatlisini hemen herkes cok sever sanirim ama kimi zaman cok kati, kimi zamansa cok yumusak olur. Olcuyu tutturmak, hem tadini hem goruntusunu begenmek onemlidir. Cok sevdigim bir arkadasimdan ogrenmistim bu irmik tatlisini, yine cokkk eski dostum canim arkadasim Hendizecigimin hediye ettigi Tupperware'in Prenses taci ile yaptim bu kez irmik tatlisini. Hem goruntu cok hosuma gitti, hem sunumu cok daha guzel oldu.

Bir daha ki sefere kalibin turuncu kismini cikartip, birde duz deneyecegim, bakalim o nasil gorunecek. Tarife gecmeden once, simdiden herkesin Kadir Gecesini kutluyorum, dualarimiz kabul olsun insallah...



MALZEMELER

1 kg sut

1.5 su bardagi seker

1 su bardagi irmik

1 yemek kasigi pirinc unu


YAPILISI

Butun malzemeleri derince bir tencereye koyun ve surekli karistirarak kaynayana kadar pisirin. Pisen tatliyi kaliba dokun ve buzdolabinda bir gece yada 5-6 saat soguttuktan sonra servis yapin.
AFIYET OLSUN


1 Eylül 2010

Ali Nazik


Patlicani cok severim. Ancak diyetimden dolayi yagli yemekler yasak bana. Bu yuzden sadece yagsiz olarak, cok az yiyebildim bu harika seyden. Ancak yapmasida, yemeside pek keyifli bir tad. Ozellikle yazlik sofralarda bence cok yakisiyor masaya. Ister yemek olarak, ister salata gibi tuketilsin bence ne olursa olsun cok lezzetli ve doyurucu. Hele bir de mangalda kozlerseniz patlicanlari, o köz kokusuna dayanamiyor insan iste ve yemek sunuma hazirlanirken bile istahlari kabartiyor :) Iste tarif...
MALZEMELER
5-6 tane kozlenmis patlican
2-3 adet domates
2 adet kuru sogan
3-4 adet yesil biber
Domates ve biber salcasi karisimi
Yogurt
Sarimsak
Sivi yag
1/2 kg kiyma
Karabiber
Isot biberi
Tereyagi
Maydanoz
Tuz
YAPILISI
Kozlenmis patlicanlarin kabuklarini soyun ve ince ince dograyin. Biraz sivi yag ile hafifce kavurun. Patlicani biraz sogumasi icin kenara alin. Ayri bir tavada sogani biraz sivi yag ile kavurun, ince ince kiyilmis biberleri ekleyin ve kabugu soyulmus ve kucuk kucuk dogranmis domatesleride ilave edip, suyunu cekene kadar kavurun. Biraz domates ve biber salcasi ekleyin. En son olarakta kiymayi, tuzunu ve karabiberini ilave edip, iyice kavurun. Soguyan patlicanlara istediginiz miktarda dogranmis sarimsak ekleyin ve yogurtla iyice harmanlayip, servis tabagina alin. Patlicanlarin uzerinede kiymali harci dokun. Tereyagda isot biberini kizdirin ve kizgin karisimi Ali Nazigin uzerine dokup, maydanoz yapraklari ile susleyip, servis yapin.
AFIYET OLSUN

31 Ağustos 2010

KARADENIZ MUTFAGINDAN ZIRON

Karadeniz yoresinin harika lezzetlerinden biride Ziron. El acmasi yufka ile yapilan bu lezzet hem doyurucu, hemde kolay bir tarif.

Yufkalarin firinlanip, kurutulmus hali bu sekilde oluyor. Fazlaca yapip, kilerinizde saklayabilirsiniz.

Sicak suyla islattiginizda kolayca yumusar. Ani misafirlerinize sunmak icin pratik bir tarif.


MALZEMELER
Hamuru Icin
Un
Su
Tuz
(Hamurla ugrasmak istemiyorsaniz hazir yufka kullanabilirsiniz)
Sosu Icin
Sarimsak
Yogurt (Istege gore biraz mayonez)
Tuz
Tereyagi
Kirmizi pul biber
Kaynar su
YAPILISI
Yapmak istediginiz olcuye gore derin bir kaba su koyun, biraz tuz ilave edip, tuzu eritin. Daha sonra aldigi kadar unla hamuru guzelce yogurup, yufka gibi acin. Actiginiz yufkayi 1-1.5 cm eninde uzun seritler halinde kesin ve her bir seridi rulo yapin. Hamur acmak istemiyorsaniz hazir yufka ilede deneyebilirsiniz. Hazirladiginiz rulolari firin tepsisine dizip, firinlayin. Daha sonra derin bir servis tabagina alin. Servis yapacaginiz zaman, uzerini gececek kadar kaynar su dokun ve hamurlarin suyu cekmesini bekleyin. Iyice suyunu cektiginde ve hamurlar iliklasinca, sarimsakli yogurdu hazirlayip, tuzunu ayarlayin. Arzu ederseniz birazda mayonez ilave edebilirsiniz. Yogurtlu karisimi Ziron'un uzerine dokun ve tereyaginda kizdirilmis pul biber ile uzerini susleyerek servis yapin.
AFIYET OLSUN

ŞAM BABA TATLISI

Cok uzun bir aradan sonra yine tatli bir tarif. Tupperware'in kek kalibini alinca, yine Tupperware'in katalogundaki tarifi denemek istedim ve gercekten super oldu. Ben bu tatliya Balli baba diyorum ama aslinda adi Sam Baba Tatlisi. Once Sam tatlisi gibimi oluyor diye dusundum ama degil, cok farkli islak-kuru arasi bir kek, kekten ote bir tatli gibi. Denemek lazim, tarife buyrun...


MALZEMELER
Hamuru Icin
200gr un
250 gr pudra sekeri
4 cay kasigi kabartma tozu
1 tutam tuz
4 yumurta
100 gr eritilmis tereyagi
Surubu Icin
250 gr toz seker
600 ml su
200 gr pudra sekeri
1 limon suyu
100 ml meyve suyu (tercihen ananas ya da portal-ben seftali suyu kullandim)
YAPILISI
Yumurta ve sekeri iyice cirpin. Diger hamur malzemelerinide ekleyip, iyice karistirin. Firini onceden 200 derecede isitin. Harci kek kalibina dokun ve onceden isinmis firina verin. Yaklasik olarak 35-40 dakika kadar pisecek, uzeri iyice kizarmadan firindan almak gerekiyor. Kek piserken surubunu hazirlayin. Tum malzemeleri tencereye alin ve 5 dakika kaynatin. Kek firindan cikar cikmaz, sicak surubu yavas yavas uzerine dokun. Surubu yeterince cektikten sonra servis tabagina alip, uzerini meyve, pudra sekeri veya krema ile susleyerek servis yapabilirsiniz.
AFIYET OLSUN

9 YIL SONRA TURKIYE'DE ILK RAMAZAN

9 yil gecti Ramazani Turkiye'de yasamayali. Nasil farkliymis meger tadi kokusu, pidesi gullaci, havasi suyu. Bu yil zorlu bir seneydi benim icin, oglum ilk okula baslamisti, universite desen 17 dersle maraton kosuyordum, ustelik hastaliklarda cokca kapimi caliyordu. Aralik ayinda sancilaninca ogrendigim safra kesemdeki taslarinda alinmasi gerekiyordu. Zorlu bir yildi hasili ve bu yaz onca yorgunlugun ardinda, korka korka oldum bu ameliyati. Sukur sagligima kavustum, zorda olsa bitti gecti, simdi taslar safra kesemde degil elimde :) Safra kesesiz yasamaya alismak biraz tuhaf oldu aslinda yumurta, baklagiller, gazli ve yagli yiyecekler yok artik. Bu ameliyatin ardindan cok acil kiloda vermem gerekiyor. Iste tamda bu nedenden dolayi zaten hakkini veremedigim blogumu kapatmaya karar verdim. Verdim ama herkes buna karsi cikti oyle ya yillarin emegi var. Sonra dusundum, bu yil zaten bloguma iki tarif eklemisim. Yogunluktan zaten mutfaga vakit yok. Bari dedim yine arada sirada, cok degisik seyler olursa fotografladigim, arsivde olsun istedigim onlari yayinlarim dedim. Misafirlerime yaptigim seyleri koyarim dedim, cunku ben artik cok ama cok dikkatli beslenmek zorundayim bu yuzdende bu blogda yayinladigim pek cok seyi artik yemiyorum. Sagliktan onemlisi yok cunku.




Ramazan ayimiz mubarek olsun oncelikle. Geldi geciyor bile. Izmir'de basladi bizim icin Ramazan ayi. Istanbul'da devam etti. Ve nasip olursa Arnavutluk'ta da nihayete erecek. Birkac fotograf eklemek istedim bende, Ramazan'dan birseyler olsun istedim. Turkiye'de yasayanlar anlayamaz belki bu duyguyu. Cunku yasarken anlamiyor kiymetini insan. Ancak uzak kalinca, yitip gidince deger kazaniyor bu gibi seyler. Eyup Sultan'in kalabalikligi karsisinda adeta kanim dondu.



Dolasmak adeta imkansizlasmisti. Gece yarisina kadarda bu kalabalik boyle surup gidiyordu. Ama o kalabaliga ragmen, ramazani bu kadar icinde hissetmekte cok baska bir duyguydu gercekten.



Artik donus vaktiydi 23 Agustos, bir kez daha Tiran yolcusuyduk. Gokyuzunun engin mavisinde bir kez daha veda ederken Turkiye'me, bir kez daha merhaba diyorduk kardes ulkem Arnavutluga...

3 Mayıs 2010

Cikolata Soslu Kek

Ben yazmadikca zaman uzuyor. Blogumu kapatmayada kiyamiyorum ama yazacakta vakit olmuyor. Ne yapsam bilemiyorum en guzeli ayda yilda bir de olsa selam verip, bir iki tarif yayinlamak sanirim :)

MALZEMELER
3 su bardagi Kek Un
1.5 Su bardagi toz seker
100 gr. margarin
3 adet yumurta
3/4 su bardagi sut
1/2 su bardagi sivi yag
Kabartma tozuna gerek yok, kek unun icinde var.
Kakao
Hazir cikolata sosu
Sekerlemeler

YAPILISI
Yumurta ve sekeri iyice cirpin. Karisim kabardiktan sonra, butun malzemeleri ekleyin ve 3-4 dakika cirpin. Yaglanmis kek kalibina dokun. 160 derecede isitilmis firinda, 60 dakika pisirin. Pisen keki yarim saat dinlendirdikten sonra, kaliptan cikartin. Uzerine hazirladiginiz cikolatali sosu dokup, sekerlerle susleyin.

AFIYET OLSUN